İş Davalarında Tanık Beyanları ve Yargıtayın Aradığı Kriterler

İŞ DAVALARINDA TANIK BEYANLARI
İşçi alacak kalemleri davalarında özellikle fazla
mesai, genel tatil ve hafta tatili ücreti gibi alacak kalemlerinin ispat
mükellefiyeti işçi üzerinde olduğundan ve bu çalışmaların tüm kayıt ve
belgeleri işverenin indinde tutulduğundan genelde de işveren tarafından
sunulmamakta veya sağlıklı bir şekilde bu belgeler tutulmadığı için ispat yükü
üzerinde olan işçi tarafına tanık beyanlarından başka bir yol bırakmamaktadır.
Malumunuz olduğu üzere tanık beyanlarının söz konusu
olduğu durumlarda işçi tanığı sözgelimi fazla mesai yapıldığına dair işçi
lehine yorum yapmakta, işveren tanığı ise tam tersini beyan edip; fazla mesai
yapılmıştır ancak tüm ödemeleri her zaman düzenli bir şekilde tüm işçiler
almışız şeklinde beyanlarla karşılaşılmaktadır. Hal böyle olunca Yargıtay
mecburen bu taraflı beyanlar için birkaç husus geliştirmiştir. Şimdi kısaca
bunlara değinecek olursak.
Öncelikli
uygulama da işçi tanıklarına işçi lehine yorum ilkesi esas tutularak üstünlük
tanımaktadır. Haklılık payı da var sonuçta tüm belgeler işveren tarafından
tutulmakta olup ayrıca işverenin tanığı kendi yanında çalışan işçisi olduğu
için onun aleyhine beyanda bulunmayacağı ayan beyan ortadadır.
Bir
başka önemli hususta davacı işçinin göstermiş olduğu tanıkları birbirlerini
doğrulaması gerekmektedir. Çünkü ispat yükü işçi üzerinde bulunduğundan davacı
işçinin tanık beyanlarına üstünlük tanındığını yukarıda dile getirdik. Bu halde
işçi tanıkları birbirleri ile uyuşmayan beyanları söz konusu olursa mahkeme aleyhe
olan bu tanık beyanlarını dikkate alacaktır.
Söz gelimi Görülen davada tanık beyanlarına göre
bilirkişice hesaplama yapıldığında “davacı tanıklarının” davacının en aleyhe
olan beyanı; “davalı tanıklarının” ise davacının en lehine olan beyanı dikkate
alınmalıdır. Örneğin davacı işçi tanıklarından bir tanesi işe 08.00’ de diğer
işçi tanığı ise 09.00’da çalışmaya başladıklarını beyan ederse işçinin 09.00 da
çalışmaya başladığı kabul edilecek ve hesaplama bu yönde yapılacaktır. Buna
karşılık davalının tanıklarından bir tanesi akşam 19.00’ da diğer davalı tanığı
ise 17.00’da işin sona erdiğini belirtmişse bu sefer de en lehe olan davalı
tanığının beyanı baz alınıp saat 19.00’da işin sona erdiği kabul edilecek ve
hesaplama bu yönde yapılacaktır.
Öte
yandan tanık beyanlarının hesaplamaya elverişli olması gerekmektedir. Kısaca
tanık beyanları işin niteliği, kapsamı ve süresini içerir beyanlar olması
gerekir. Örneğin tanık beyanında “iş
olduğunda, ara sıra” gibi soyut beyanlarda bulunursa mahkemece bu tanığın
beyanları hesaplama da dikkate alınmaması yönündedir. Hali ile ispat yükü
üzerinde olan işçi bu gibi beyanların olduğu durumlar da davasını ispat
edememiş olacaktır. Sözgelimi Yargıtay bir kararın da “somut olayda mesai saatleri 08.00 de başlayıp akşam 17.00’ te biterdi
fakat 19.00-20.00’e kadar çalıştıkları çok olurdu…” şeklindeki tanık
beyanını hesaplamaya elverişli bulmamış ve işçinin fazla mesai talebinin
reddinin gerektiğini dile getirmiştir. Fakat tanıkların beyanları yukarıda izah
ettiğim üzere somut olursa işte işin niteliğini, kapsamını ve çalışma saatlerinin
ne olduğunu somut bir şekilde ifade edilirse hesaplamada elbette dikkate
alınacaktır.
Yargıtay tanık beyanlarında birtakım nitelikler
aramaktadır. Bir başka deyişle tanıkların bazı özelliklere sahip olması
gerekmektedir. Söz gelimi fiili görgüye sahip tanık, varsayıma duyama dayalı
tanık, husumetli tanık, işçi ile akrabalık bağı bulunan tanık, muğlak tanık
beyanları ve son olarak çelişkili tanık beyanları olmak üzere bir ayrıma
gitmiştir. Şimdi bunları tek tek açıklayalım.
1-Fiili Görgüye Sahip Tanık
Beyanları
Öncelikle fiili görgü ile kastedilen
“işçi ile sürekli aynı işyerinde çalışan
ve işçinin yaptığı iş hakkında bütünüyle bilgi sahibi olan tanıklara fiili
görgüye sahip tanık denir.” Örneğin işin niteliğini kapsamını ve süresini
bilen tanık fiili görgüye sahiptir. Yargıtay yerleşik kararlarında tanıkların
davalı iş yerinde çalıştıkları dönemler tespit edilmeli daha sonra tanıkların
hangi departmanda davacı ile birlikte çalıştıkları araştırılarak tanıkların
işyerinde çalışma düzenine dair bilgilerinin fiili görgüye dayalı olup olmadığı
ortaya çıkarılmalıdır. Öte yandan fiili görgüye sahip tanık en güçlü
tanıklardandır.
Bununla
beraber Yargıtay tanıkların fiili görgüye sahip olmasının yanında “tanıkların ancak kendi çalışma dönemleri
hakkında beyanda bulanabilir.” Şeklinde kararları mevcuttur. Yani davacı
işçi ile birlikte çalıştıkları süre ile sınırlı olarak itibar edilebilecektir.
Misal davacı işçi 01.01.2017 ile 01.01.2024 yılları arasında çalışmış tanık ise
01.01.2021 yılında işe başlamış ve halen devam etmektedir. Tanık beyanı dikkate
alınarak 2017 yılından itibaren değil birlikte çalıştıkları 2021 ve 2024
yılları arasındaki süreler nazara alınmalıdır ve hesaplama bu yönde olmalıdır.
Fiili
görgüye sahip tanık beyanlarının kuvvetli olduğunu yukarıda dile getirmiştik.
Eğer davacı tanıklarının fiili görgüye sahip olmadıkları mahkeme aşamasında
anlaşılması halinde davalı işveren tanık beyanları ile sonucu gidilmesi
gerekecektir. Fakat Yargıtay davalı tanığın beyanına göre hesaplama yapılacaksa
davalı tanığının da yukarıdaki örnekteki gibi davacı işçi ile çalıştığı süreler
nazara alınarak hesaplama yoluna gidilmesi gerekmektedir. Yargıtay bu kararı
ile dengeyi korumaya çalışmıştır kanımca isabetli bir içtihat olmuştur.
Fiili
görgünün istisnası diyebileceğimiz bir Yargıtay kararı vardır şöyle ki; bütün
şubelerde çalışma şeklinin aynı olduğu kanıtlanabilmişse tanığın aynı işyerinde
çalışma şartı koşulu aranmadan fazla çalışmaya hükmedilebilir. Sözgelimi
AVM’lerdeki yemek firmaları veya giyim mağazalarının çalışma stilleri sabittir.
Saat kaçta açılacağı kaçta paydos edileceği vs. gibi bu sebeple başka şubede
çalışan birinin tanıklığı da fiili görgüye sahip tanık gibi kuvvetlidir. Ancak
burada karşımıza dikkat etmemiz gereken iki önemli husus daha çıkmaktadır.
Şöyle ki; Birincisi, farklı şehirdeki şubeler baz alınmaz çünkü her şehrin
nüfus ve işlerin yoğunluğu farklılık gösterebileceği için hesaplamada nazara
alınmaz. İkinci olarak aynı şehirdeki şubelerdeki çalışmaların aynı yönde
olduğu kanıtlanmazsa bu takdirde o tanığın beyanı nazara alınmaz. Misal
merkezdeki şubenin iş yoğunluğu daha küçük bir ilçedeki şubeye göre çok
olabilir. Bu yüzden somut olaya göre değerlendirmek gerekir.
2- Varsayıma Duyuma Dayalı Tanık
Beyanları
Yukarıda da izah ettiğimiz üzere fiili görgüye sahip
tanık beyanlarına itibar edilmektedir. Bu sebeple tanıkların davacı işçinin tüm
çalışma süresine ilişkin somut beyanda bulunmaları gerekir. Sözgelimi
işyerinden daha erken çıkan bir tanığın davacı işçinin daha geç çıktığını beyan
etmesine itibar etmezler. Çünkü varsayıma duyuma bağlı beyandır. Bir başka
örnek olarak komşu işyeri işletmecisi tanıklık ettiğinde işyerindeki çalışma
düzenini tam olarak bilemeyeceklerinden beyanları varsayıma dayalı olup itibar
edilmeyecektir. Vekil olarak bu hususlara dikkat etmekte fayda vardır.
3-Çelişkili Tanık Beyanları
Öncelikle çelişkili tanık beyanlarının rapora ve
hükme esas alınmayacağını belirtmek gerekir. Çelişkiden kastedilen nedir diye
bakacak olursak; misal fazla mesai çalışmasına ilişkin ilk beyanı ile
sonrasında davalı vekilinin sorusu üzerine verdiği cevap farklı ise tanık
beyanı çelişkiye düşmüş olur. Ya da davacı birden fazla tanık göstermiş olup bu
tanıklar kendi içerisinde çelişkili beyanlar vermiş olabilir. Hatta böyle bir
durumda örneğin iki davacı tanığı birbiri ile çelişkili beyanda bulunmuş olsun
davalı tanığının beyanı da davacı tanıklarından bir tanesi ile uyumlu olursa.
Yargıtay bu gibi durumlarda davalı tanığın beyanlarını nazara alarak hesaplama
yoluna gidilmesini ifade etmektedir. Uygulamada bazen tanıklara soru sormak
gerçekten olmadık yerlere gidebiliyor bu yüzden bu hususa dikkat edilmelidir.
4- Tanıkların Davacı İşçi İle
Akrabalık Bağlarının Bulunması Halinde Beyanları
Söz gelimi işçinin kardeşi, abisi veya amcası gibi
yakın akrabalığı bulunan tanıkların beyanlarına itibar edilip işçilik alacak
kalemleri hesaplanır mı? Akla gelen ilk cevap itibar edilmemesi gerektiğidir
sonuçta objektif beyanlarda bulunamayacağı aşikârdır. Yargıtay olaya bizim gibi
bakmayıp daha elverişli bir çözüm olanağı getirmiştir. Şöyle ki; Yargıtay
kararlarında işçinin kardeşi, abisi veya amcası kendisi gibi davalı işverenin
nezdinde çalışıyorsa yapacakları tanıklığa ihtiyatlı yaklaşarak beyanlarını
kabul etmektedir. Aslına bakarsak Yargıtay’ın temel aldığı nokta yakın
akrabanın fiili görgüye sahip olması böyle bir durum söz konusu olursa
akrabalık bağı tek başına engel teşkil etmeyecektir.
5- Husumetli Tanık Beyanları
Uygulama
da en çok karşılaşılan durumlardan birisidir. Husumetten kastımız ise; tanık
olarak göstereceğiniz kişi kendisi de önceden işverene dava açmış olan kişidir.
Bu tanıkların beyanları salt bu sebepten ötürü itibar edilmeme veya yeterli
kabul edilmeme gibi bir durum söz konusu olmayacaktır. Ancak Yargıtay 9. Hukuk
Dairesinin 2020 Eylül ayında içtihat farklılıklarının giderilmesi başlıklı
yazısının 4. Maddesi ile bu konuya açıklık getirmiştir şöyle ki;
4. madde de; “
Çalışma sürelerinin ispatı noktasında işverene karşı dava açan tanıkların
beyanlarına ihtiyatla yaklaşılması gerekir. Fazla çalışma hafta ve genel tatili
alacaklarının ispatında salt husumetli tanık beyanlarıyla sonuca gidilemez.
Yani işçi vekili iseniz davanızı husumetli tanık beyanları ile inşa etmemek
gerekir. Bununla birlikte ‘yan delil ya da olgularla’ desteklenen husumetli
tanık beyanlarına itibar edilmelidir.”
Yan
delil ve olgu ile anlatılmak istenen; “işin
ve iş yerinin özellikleridir.”
Yani öncelikle bakılması gereken, iş ve iş yeri husumetli tanık beyanları ile
uyarlı ise bu tanık anlatımları değerli ve geçerlidir. Bunun en çok
karşılaşılan örneği inşaat şantiyesinde görevli olan bekçi örneğidir. Söz
gelimi şantiye de 2 tane bekçi çalışıyor güvenlik görevlisi olarak. İşin doğası
gereği bunlardan biri gece biri gündüz çalışır muhtemelen 12 saatlik çalışma
sistemi vardır. Çünkü 3. Bir güvenlik görevlisi yok işin ve iş yerinin özelliği
husumetli olan dava açan tanıklarla desteklendiğin de artık burada başkaca bir
ispat aranmayacaktır. Veya apartman görevlisinde de durum böyledir bir siteye
bakıyordur otoparkının işyerlerinin olduğunu düşündüğümüz de yine uygun olur
çünkü o çevreden başka tanık olamayacak husumetli de olsa kabul edilir.
İkinci yan delil hadisesi, davalı tanıklarının
anlatımlarıdır. İşverenin dinlettiği tanıklar çalışma ilişkilerini doğrulayan
beyanlar ise davacının ispat yükünü yerine getirdiği anlamına gelmektedir.
Üçüncü yan delil ve olgu ise, iş yeri teftiş
müdürünün düzenlediği rapor ve tutanaklardır. Bunu destekleyen husumetli tanık
beyanları da yeterlidir. Misal genel bir
teftiş niteliği de olabilir veya bir şikâyet teftişi de olabilir. İş yerinde
bir denetim yapılmış ve o işyerin de haftalık 18 saat fazla çalışma yapıldığı
raporlara geçmişse ve siz de tanık sunmuşsunuz o tanıklarda husumetli de olsa
18 saatten bahsetmişlerse yan delille desteklendiği için geçerlidir.
Dördüncü yan delil,
kesinleşmiş mahkeme kararıdır. Husumetli tanığın kendi davasında fazla çalışma
olgusu kesinleşmiş olmalıdır.
6-
Muğlak ve Hesaplamaya Elverişsiz Tanık Beyanları
Yukarıda bahsettiğimiz üzere tanık beyanlarının somut,
açık ve net olması gerekmektedir. Ancak bu şekilde tanık beyanları hesaplama da
nazara alınabilecektir. Yargıtay da bu doğrultuda kararlar verip açık ve net
olmayan beyanlara itibar edilmeyeceğini ifade etmektedir. Misal “geç saatlere
kadar çalışırdı”, “işlerin yoğunlaştığı dönemlerde fazla mesaiye kalırdı”
şeklindeki beyanlar hesaplamaya elverişli olmayıp itibar da edilmeyecektir.
Bunlara dikkat etmek gerekir. Lakin Yargıtay yine de muallak,
somutlaştırılmamış beyanların açıklığa kavuşturulması gerektiğini bu nedenle
tanık beyanlarının tekrar dinlenerek somut olarak bir tespit yapılması
gerekmekte olduğunu ifade ettiği kararları da vardır.
Son olarak aynı
çalışmaya ilişkin olarak başka bir dosyadaki tanık beyanları da hükme esas
olabilir. Dikkat ederseniz husumetli tanıktan bahsetmiyoruz. Başka bir dosyada
tanıklık etmiş ve o işverene karşı herhangi bir davası olmayıp ya da aynı işte
devam eden bir tanıktır. Bu gibi durumlarda davacı vekili olarak mahkemeden o
emsal dosyanın istenip yan delil ile fazla mesai talep etmişseniz
ispatlayabilirsiniz.