MİRASTA TENKİS DAVASI NEDİR? KOŞULLARI, UYGULAMA ESASLARI

MİRASTA
TENKİS (İNDİRİM) DAVASI NEDİR? KOŞULLARI, UYGULAMA ESASLARI VE YARGITAY
KARARLARI IŞIĞINDA DEĞERLENDİRME
Türk
hukukunda miras bırakanın (murisin) tasarruf özgürlüğü, saklı paylı
mirasçıların (kanunen belirlenmiş belirli mirasçıların) haklarını ihlâl etmemek
kaydıyla geniş bir şekilde tanınmaktadır. Ancak miras bırakan, ölüme bağlı
tasarrufları (vasiyetname, miras sözleşmesi vb.) veya sağlar arası tasarrufları
(bağışlama gibi) ile saklı paylı mirasçıların saklı paylarını ihlâl ederse,
Türk Medenî Kanunu bu saklı payların korunabilmesi için “tenkis (indirim)
davasını düzenlemiştir.
Tenkis davası, miras
bırakanın yapmış olduğu tasarrufların saklı payı ihlâl eden kısmının
indirilerek, saklı paylı mirasçılara kanunen korunan paylarının iade edilmesi
amacıyla açılan bir davadır. Bir başka deyişle miras bırakanın çocukları
arasında bazılarına az veya bazılarına çok mal vermesi neticesinde az alan
çocukların kanunen tanınmış saklı paylarını talep ettiği dava türüne tenkis
davası denilmektedir. Aşağıda bu davanın şartları, hangi tasarrufların tenkise
tabi olduğu, yargılamada uygulanacak usul ve sıralama kuralları, iade ve
denkleştirme (mirasta iade davası) ile farklılıkları ve Yargıtay kararları kapsamlı
biçimde ele alınacaktır.
TENKİS
DAVASININ HUKUKÎ DAYANAĞI
Türk
Medenî Kanunu (TMK) m. 506 – 565 arasında miras hukukuna ilişkin düzenlemeler
yapılmıştır.
Saklı payı düzenleyen TMK
m. 506 ve devamı, tenkisi düzenleyen ise özellikle TMK m. 560 ve devamı
maddelerde yer almaktadır.
Söz konusu kanun
maddelerinde saklı paylı mirasçıların korunması ve miras bırakanın tasarruf
serbestisinin sınırları çizilmiştir.
TENKİS
(İNDİRİM) DAVASI NEDİR
Tenkis
davası, miras bırakanın ölüme bağlı tasarrufları (vasiyetname, miras sözleşmesi
vb.) veya saklı payı ihlâl edecek nitelikteki sağlar arası tasarrufları
(bağışlama ve diğer ivazsız kazandırmalar) nedeniyle saklı paylı mirasçıların
kanunen korunan paylarının zedelenmesini engellemek amacıyla açılan bir
davadır. Davanın esası, saklı paylı mirasçının sahip olması gereken minimum
payın (saklı pay) korunmasıdır.
Bu davada amaç, miras
bırakanın saklı payı aşan kazandırmalarının “indirilmesi” yani saklı pay
oranını ihlâl eden kısmın ortadan kaldırılması ve saklı paylı mirasçıların
sahip olmaları gereken payın sağlanmasıdır.
TENKİS
DAVASININ KOŞULLARI
a- Saklı Pay İhlâli Olmalı
Tenkis
davası, ancak saklı paylı mirasçıların saklı paylarının ihlâl edilmesi hâlinde
açılabilir. Saklı payı olmayan mirasçılar veya alacaklılar vs. bu davayı
açamaz.
b- Davacı Sıfatı (Aktif Husumet
Ehliyeti)
Saklı
paylı mirasçılar: Altsoy (çocuklar, torunlar), anne-baba (bazı hâllerde), sağ
kalan eş. Saklı pay hakkı zedelenmişse, bu mirasçılar tenkis davası açabilir.
c- Davalı Sıfatı (Pasif Husumet
Ehliyeti)
Tenkise
tabi tasarruftan faydalanan gerçek kişiler veya kanun gereği şirket, vakıf vb.
tüzel kişiler de olabilir. Mirasçı olsun veya olmasın, tasarruftan yararlanan
kişiler bu davada davalı sıfatına sahiptir.
d- Tasarruf Geçerli Olmalı
Tenkise
konu tasarruf, kural olarak şeklen ve esasen geçerlidir. Geçersiz (yok
hükmünde, butlan vs.) bir tasarruf için tenkis davası açılamaz; zaten geçersiz
tasarruf saklı payı ihlâl edemez.
e- Süre (Hak Düşürücü Süreler)
TMK
m. 571’e göre, saklı payı ihlâl eden tasarrufu öğrenen saklı paylı mirasçı, 1
yıl içinde tenkis davası açmalıdır. Her hâlükârda tasarrufun açıldığı (mirasın
açıldığı) tarihten itibaren 10 yıllık hak düşürücü süre söz konusudur.
DAVADA
USUL HÜKÜMLERİ
Görev
ve Yetki
Tenkis
davalarında görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemeleridir. Yetkili mahkeme ise
miras bırakanın (ölenin) en son yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir. Bu yetki
kesindir.
Davacı
– Davalı
Davacı; saklı payı
zedelenen mirasçı, iflası halinde kendisine karşı ellerinde ödemeden aciz
vesikası bulunan alacaklılar açabilecektir. Birden fazla mirasçının saklı payı
zedelenmiş ise bunlardan her biri tek başına veya beraber dava açabilirler.
Davalı; burada saklı payı zedeleyen ve bu tasarruftan
dolayı yararlanan herkese karşı açılabilir. Yani mirasçılık sıfatına haiz
olması gerekmiyor. Yararına temlik yapılan herkes hakkında açılabilir.
İspat
Yükü
Kural olarak
davacı ispat yükü altındadır. Uygulamada tenkis davalarında objektif ve
sübjektif deliller karşımıza çıkmaktadır. Objektif delillere örnek olarak;
erkek evlada daha çok mal verme faktörü, ikinci eş, fahiş biçimde taşınmazın
gerçek değerindeki bedel farkı, terekenin (miras mallarının) tamamının
tasarrufa konu edilmesi. Söz gelimi bir çocuğa tüm malların verilmesi.
Sübjektif deliller ise; tanıklar diyebiliriz. Olayla ilgili olarak görgüye
dayanan tanık beyanları. Fakat şunu da belirtmekte fayda var. Salt bedel farkı
tek başına saklı payın zedelendiğine karine oluşturmaz.
Dava
Açma Süresi
Tenkis
davası açma hakkı, mirasçıların saklı paylarının zedelendiğini öğrendikleri
tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde vasiyetnamelerde açılma tarihinin,
diğer tasarruflarda mirasın açılması tarihinin üzerinden on yıl geçmekle düşer.
Örneğin babanız 10.11.2023 tarihinde vefat ettiği, dava ise 23.12.2024
tarihinde açılmış ise ölümünden bir yık geçtikten sonra açıldığı için dava süre
yönünden reddedilecektir.
Tenkis
Davasında İstek Kapsamı (Taleplerimiz)
Tenkis davaları
ile amaçlanan; miras bırakanın diğer mirasçılarına karşı yaptığı tasarrufların
iptali değil de, değiştirilmesi amaçlanmıştır. Öte yandan kademeli olarak da
istekte bulunulabilir. Uygulamada daha çok muris muvazaası iddiası ile birlikte
kademeli olarak tenkis talep ediliyor. Bu elbette yapılabilir. Tenkis talebimizden sonra mahkeme net terekeyi
belirlemesi gerekecektir.
Uygulamada izlenecek yol; öncelikle miras bırakanın aktif
ve pasif terekesinin tespit edilmesi gerekir. Ardından sabit tenkis oranı
belirlenip belirlenen sabit tenkis oranında bölünüp bölünmeyeceği
netleştirilir. Bölünmesine imkan varsa taraflar adına tesciline karar verilir.
Bölünmesi imkansız ise davalı tarafa bu aşama TMK m.564 uyarınca tercih hakkını
sorması gerekecektir.
TEREKE
MİKTARININ BELİRLENMESİ
a- Hesaba Katılması Gereken Mallar
-
Taşınır ve taşınmaz mallar, paralar
-
Miras bırakanın tüm alacakları ve öldüğü
tarihe kadar ki faizi,
-
Borsadaki hisse senetleri, tahvil gibi
kıymetli evraklar,
-
Taşınır ve taşınmaz mallarının doğal ve
medeni semereleri,
-
Temlik dışı tereke miktarı
b- Hesaba Katılması Gerekmeyenler
-
Hatıra değeri bulunan günlük, mektup ve
resimler,
-
Gelenek görenek ile verilmesi mutad hale
gelmiş (doğum, nişanlanma, evlenme ve sünnet gibi özel günlerde) hediyeler,
terekeye eklenmeyecektir.
-
İntifa ve sükna hakkı.
TENKİSE
TABİ TASARRUFLAR
Miras
bırakanın saklı payı ihlâl edecek nitelikteki tüm ölüme bağlı tasarrufları ve
bazı sağlar arası kazandırmaları tenkise tabidir. Bunları şu şekilde
sıralayabiliriz:
Vasiyetname
ile Yapılan Kazandırmalar:
-
Vasiyetname ile belirli mal bırakma
(muayyen mal vasiyeti),
-
Belli bir kişiyi mirasçı atama (mansup
mirasçılık),
-
Diğer vasiyet tasarrufları.
Miras
Sözleşmesi ile Yapılan Kazandırmalar:
-
Miras sözleşmesi ile üçüncü kişilere
yapılan ölüme bağlı kazandırmalar,
-
Mirastan feragat sözleşmeleri saklı paya
ilişkin olduğunda farklı değerlendirmeler de gündeme gelebilir (özellikle
karşılıksız mirastan feragat hâli).
Sağlar
Arası Kazandırmalar (Bağışlama ve İvazsız Kazandırmalar):
TMK m.565
kapsamında tenkise tabi sağlar arası kazandırmalar açıklanmıştır. Şöyle ki;
-
Miras bırakanın,
mirasçılık sıfatını kaybeden yasal mirasçıya miras payına mahsuben yapmış
olduğu sağlar arası kazandırmalar, geri verilmemek kaydıyla altsoyuna
malvarlığı devri veya borçtan kurtarma yoluyla yaptığı kazandırmalar ya da
alışılmışın dışında verilen çeyiz ve kuruluş sermayesi,
-
Miras haklarının
ölümden önce tasfiyesi maksadıyla yapılan kazandırmalar,
-
Miras bırakanın
serbestçe dönme hakkını saklı tutarak yaptığı bağışlamalar ve ölümünden önceki
bir yıl içinde âdet üzere verilen hediyeler dışında yapmış olduğu bağışlamalar,
-
Miras bırakanın
saklı pay kurallarını etkisiz kılmak amacıyla yaptığı açık olan kazandırmalar.
Örtülü
Bağışlamalar:
-
Miras bırakanın, satış veya başka bir
hukukî işlem gibi göstererek aslında bağış yapması hâlinde de saklı pay ihlâli
doğuyorsa tenkis uygulanır. Örneğin, düşük bedelli satış sözleşmeleri gerçekte
bağış niteliği taşıyorsa, saklı pay ihlâline sebep olduğu ölçüde tenkise tabi
olur.
Şunu
da belirtmekte fayda var ölünceye kadar bakma sözleşmesi sebebiyle tenkis
davası gündeme gelebilir. Ancak burada dikkat etmemiz gereken; ölünceye kadar
bakıp gözetme sözleşmesi ivazlı olduğu için tenkise konu edilmez. Ancak miras
bırakanın gerçek bir bakıma ihtiyacı olmayıp sırf mirasçının saklı payını
zedelemek amacıyla ölünceye kadar bakım sözleşmesi yapması halinde miras
bırakanın bakım borçlusuna verdiği para veya mal tenkise konu olabilir.
Yukarıda
tenkise tabi tasarrufları izah ettik. Saklı payı ihlal edilen mirasçı alması
gereken payı, bu tenkise tabi tasarruflardan hangi sıraya göre alacaktır. Şöyle
ki;
TENKİSTE
TERTİP VE SIRA
Tenkis,
saklı payı zedelenen mirasçının saklı payı tamamlanıncaya kadar, önce ölüme
bağlı tasarruflardan bu yetmez ise en yeni tarihlisinden en eskisine doğru
geriye gidilmek üzere sağlar arası kazandırmalardan yapılır.
En
Son Tarihli Vasiyetler Daha Önce Tenkise Girer
Birden
çok vasiyet varsa, en sonra yapılan vasiyetnamedeki tasarruflar önce tenkise
tâbidir. Çünkü miras bırakanın en son iradesi saklı payı daha çok ihlâl etmiş
olabilir.
Sağlar
Arası Kazandırmalar ve Ölüme Bağlı Tasarrufların Sırası
Uygulamada
genellikle ölüme bağlı tasarruflardan başlayarak, saklı payı ihlâl devam
ediyorsa sağlar arası kazandırmaların tenkis edildiği ifade edilir.
Ancak TMK m. 565’te belirtildiği üzere, saklı payın hesabında sağlar arası ivazsız kazandırmalar, miras bırakanın tasarruf nisabını aştığı ölçüde sırasıyla tenkise tâbi tutulur.
Tenkis
Aşamaları
-
Önce miras bırakanın tüm tereke değeri
hesaplanır.
-
Saklı pay oranı belirlenir.
-
Saklı paylı mirasçılara düşen miktarın
tespiti yapılır.
-
İhlâle sebebiyet veren tasarruflar önce
ölüme bağlı tasarruflardan başlanarak tenkise tabi tutulur. Yine de saklı pay
ihlâli giderilemezse sağlar arası kazandırmalar sıraya alınır.
TENKİSTE
GERİ VERME KOŞULLARI
Tenkis
davası sonucunda karar verildiğinde, davalı konumundaki kazandırmadan
faydalanan kişi, saklı payı ihlâl eden fazla kısmı mirasçıya geri vermek
durumundadır. Türk Medeni Kanunun m.566 uyarınca “Kendisine
tenkise tâbi bir kazandırma yapılmış olan kimse iyiniyetli ise, sadece mirasın
geçmesi anında kazandırmadan elinde kalanı geri vermekle yükümlüdür; iyiniyetli
değilse, iyiniyetli olmayan zilyedin geri verme borcuna ilişkin hükümlere göre
sorumlu olur. Miras sözleşmesiyle elde ettiği kazandırma tenkise tâbi tutulan
kimse, bu kazandırma için miras bırakana verdiği karşılığın tenkis oranında
geri verilmesini isteyebilir.”
Geri verme iki şekilde
karşımıza çıkmaktadır. Birincisi aynen geri verme, bedel ödemesi şeklinde geri
vermedir.
1- Aynen Geri Verme
Zedelenen
saklı payı karşılayacak kadar kısmın aynen iadesi (örneğin, belirli bir malın
mülkiyetinin geri verilmesi) söz konusu olabilir.
2-
Değer
Karşılığı Geri Verme (Bedel Ödemesi)
Aynen iade mümkün değilse veya aynen iade, hakkaniyete uygun değilse, tasarruftan yararlanan kişi, saklı paylı mirasçıya denk değerde bir bedel ödemek suretiyle ihlâli giderebilir.
Derece
Derece Tenkis ve İade
Bir başka önemli hususta;
miras bırakanın birden fazla tasarrufu mevcutsa, bu durumda izleyeceğimiz yol
öncelikle her tasarruf kendi içinde saklı payı ne kadar ihlâl ettiğine göre
indirim/geri verme şeklinde yapılacaktır.
Tenkise tabi tutulan
tasarruflardaki geri verme yükümlülüğü, işlem tarihinden itibaren mirasın
açıldığı tarihe kadar bazı durumlarda yasal faiziyle birlikte talep edilebilir.
Ancak bu konuda Yargıtay içtihatları çerçevesinde değerlendirme yapmak gerekir.
Mirastan
Feragat Durumunda Tenkis ve Geri Verme
Geri verme
borcundan farklı olarak feragat durumunda; miras bırakan, mirastan feragat eden
mirasçısına sağlığında terekenin tasarruf edilebilir kısmını aşan edimlerde
bulunmuşsa bu durumda diğer mirasçıları tenkisi talep edebilecektir. Böylelikle
mirastan feragat eden mirasçı sadece saklı payını aşan miktar tenkise tabi
olur.
Öte yandan miras
bırakanın tasarrufunda saklı payı zedeleme kastının var olup olmadığı aranmaz.
Çünkü bu sözleşmeler ivaz karşılığında feragat etmeye ilişkin sözleşmeler
olduğu için mutlak tenkise konu olacaktır.
Mirastan
feragat eden mirasçı geri vermeyi şu şekilde yapacaktır; dilerse tenkise tâbi değeri geri verir, dilerse almış
olduklarının tamamını terekeye geri vererek mirastan feragat etmemiş gibi
paylaşmaya katılır.
TENKİS
DAVASI İLE MİRASTA İADE (DENKLEŞTİRME) DAVASI ARASINDAKİ FARKLAR
Bu iki kavramın yan yana gelmesinin ana sebebi; söz
gelimi davacı miras payına karşılık bir kazandırmanın söz konusu olduğunu ve bu
sebeple terekeye geri verilmesini talep etmekte, davalı ise böyle bir durumun
söz konusu olmadığını yani davacının miras payına karşılık bir kazandırmanın
olmadığını sadece davacının zamanaşımına uğrayan tenkis hakkının sonuçlarından
kendisini kurtarmak için bu yolu tercih ettiği iddiası ile savunma yaptığı
görünmektedir.
Bu sebeple miras
bırakanın iradesinin ne olduğunu çözmek önem arz edecektir. Çünkü bildiğiniz
üzere miras bırakan isterse ölümü halinde miras payına mahsuben verdiği şeyin
geri verilmemesi için mirasçını koruma iradesini gösterebilir. Oysa miras
bırakan diğer mirasçılarının saklı payını zedelediği takdirde yararlanan
mirasçısında kalmasını isteyemez.
Davayı
Açma Hakkı Farkı
Tenkis
davasını, saklı payı ihlâl edilen tüm saklı paylı mirasçılar açabilir. Denkleştirme
davasını, mirasçıların birbirine karşı açabileceği bir davadır. Saklı paylı
olması şart değildir.
Hukukî
Sonuç Farkı
Tenkis davasının sonucu,
saklı payın ihlâl edilen kısmının iadesi ya da bedel karşılığı giderilmesidir.
Denkleştirme davasında,
miras bırakandan sağken mal almış olan mirasçının, almış olduğu malın değeri
terekeye eklenerek (kıymet olarak) dağıtım yapılır.
Zamanlama
Farkı
Tenkis davasında, saklı
pay ihlâlini öğrendikten sonra 1 yıl içinde dava açılmalıdır (hak düşürücü
süre).
Denkleştirmede zamanaşımı
veya hak düşürücü süre söz konusu değildir; ancak mirasın paylaşımı sırasında
gündeme gelir.
TENKİS
DAVALARINA İLİŞKİN YARGITAY KARARLARI
Tenkis alacağının hesaplanması için öncelikle tüm
terekenin ölüm tarihi itibariyle değerinin tespit edilmesi, saklı payın
belirlenmesinin ardından, sabit tenkis oranı-taşınmazın bölünebilir olup
olmadığının belirlenmesi gerekir. (Y7HD.
25.05.2023 T. 2082 E.-2838 K.)
Tereke mevcudunun
temlik içi/temlik dışı mahkemece resen araştırılacağı-murisin ölüm tarihi
itibariyle tereke değerinin tespiti gerek sabit tenkis oranının hesaplanması ve
gerekse ihlal edilen saklı payın belirlenmesi için zorunludur. (Y3HD. 02.10.2017 T. 152 E.-13094 K.)
Satış yoluyla
temlikte tenkis istenemeyeceği-bağış yoluyla temlikte tenkis istenebilecektir. (Y1HD. 20.05.2013 T. 4753 E.-8026 K.)
Davanın ıslahla
tenkis istemine dönüştürülmesinde 1 yıllık zamanaşımı süresinin başlangıcı; ilk
dava tarihinde açılmış sayılır ve hak düşürücü süre de bu tarihte kesilmiş
olur. Bu sebeple dava açma süresi ilk dava ile korunmuş olacağından hak
düşürücü sürenin hesabında ıslah tarihinin değil, ilk dava tarihinin esas
alınması gerekecektir. (Y1HD. 18.04.2013
T. 754 E.-5575 K.)
Ölünceye kadar
bakma sözleşmeleri ivazlı olduğu için kural olarak tenkisi istenemez. Ancak
saklı pay muris tarafından açıkça ihlal edilmişse tenkisi istenebilir. (Y16HD. 02.04.2010 T. 2402 E.-2627 K.)
Olay
Özeti: Miras bırakanın, vasiyetname ile bir kısım
malvarlığını 3. kişiye bırakması neticesinde, saklı paylı mirasçıların
paylarının zedelendiği iddiası ile tenkis davası açılmıştır.
Karar
Özeti: Mahkeme, vasiyetnamedeki kazandırmaların saklı payı
ihlâl ettiğini tespit ederek tenkis kararı vermiştir. Yargıtay, mahkeme
kararını onamış ve aynen ifadenin mümkün olduğu ölçüde tasarruf konusu malın
saklı paylı mirasçılara iadesine, mümkün olmadığı durumda bedel ödenmesine
hükmedilmesi gerektiğini belirtmiştir.
Yargıtay’ın
Gerekçesi:
Vasiyetnamenin geçerli
bir vasiyet olması, onu saklı payı ihlâl etmeyeceği anlamına gelmez.
Saklı payın ihlâl edilip
edilmediği hesaplama yolu ile tespit edilir.
Tenkis, ihlâl oranında
yapılır. Malın bütününün iadesine gerek yoktur.
Olay
Özeti: Miras bırakan, sağlığında, taşınmazını çok düşük
bedelle satış gibi göstererek oğluna devretmiştir. Diğer çocuklar, bunun
gerçekte bağış niteliği taşıdığını ve saklı payı ihlâl ettiğini ileri
sürmüşlerdir.
Karar
Özeti: Yargıtay, yapılan sözleşmenin örtülü bağış niteliği
taşıdığını ve saklı pay ihlâline sebebiyet veriyorsa tenkise tabi olduğuna
hükmetmiştir.
Yargıtay’ın
Gerekçesi:
Tapudaki işlem her ne
kadar satış olarak görünse de, işlemin gerçek niteliği önemlidir.
Sağlar arası ivazsız
kazandırmalar saklı payın ihlâline neden oluyorsa, TMK m. 565 gereği tenkis
edilir.
Emsal bedele göre bariz
farksız bir bedel ödenmemişse, bağış olarak değerlendirilir.
Olay
Özeti: Saklı paylı mirasçı, saklı payının ihlâl edildiğini
vasiyetnameden 2 yıl sonra öğrenmiş, fakat 1 yıllık sürede dava açmadığı için
davası reddedilmiştir. Mirasçı temyiz yoluna başvurmuştur.
Karar
Özeti: Yargıtay, TMK m. 571 uyarınca dava hakkının öğrenme
tarihinden itibaren 1 yıl içinde kullanılması gerektiğini, bu sürenin hak
düşürücü nitelikte olduğunu belirterek yerel mahkemenin ret kararını onamıştır.
Yargıtay’ın
Gerekçesi:
Hak düşürücü süre kamu
düzenine ilişkindir; mahkemece resen gözetilir.
Saklı paylı mirasçının
tasarrufu bildiği halde 1 yıl içinde dava açmaması dava hakkını kaybetmesine
neden olur.