Sigortasız Çalıştırılan ve Primi Ödenmeyen İşçi Hizmet Tespit Davası

Sigortasız Çalıştırılan ve Primi Ödenmeyen İşçi Hizmet Tespit Davası

HİZMET TESPİT DAVASI

Hizmet tespit davası anayasa da yer alan sosyal güvenlik hakkına ilişkin olarak ortaya çıkan ve kamu düzenini yakından ilgilendiren dava türüdür.

Hizmet tespit davasın da kabaca işçinin sigortasız çalıştığı dönemi yani belli tarihler arasında sigortasız olarak çalıştırılan veya kazançların ya da prim ödeme gün sayılarının eksik gösterildiği veya eksik bildirilen hizmet sürelerini tescil etmek adına açtıkları davalara denilmektedir. Şunu da belirtmekte fayda var ki; hizmet tespit davaları bir tazminat davası olmayıp işçinin sosyal güvence hakkının tanınması olduğunu söylememiz gerekiyor. Yani bu demektir ki bu dava sonun da işçi bir parasal değer elde etmeyip eksik sigortalılığının tamamlanması buna bağlı olarak da emekliliğin de alacağı maaşının yükselmesi veya emeklilik süresinin kısalması veya belirlenmesidir.

Hizmet Tespit Davasının Şartları Nelerdir

1-İşverenin işçiyi çalıştırmış olduğu işyerini kanuni yükümlülükleri sağlayan iş yerlerinden olması gerekir.

2-İşçinin, yapmış olduğu bir hizmetin olmalı ve hizmet ilişkisi de işverene ait olan işyerinde gerçekleşmesi gerekir.

3-Durumun SGK tarafından daha öncesinde tespit edilmemiş olması gerekir.

4-İşçi davayı 5 yıllık süresi içerisinde açmalıdır. 5 yıllık süre hizmetlerin geçtiği yılın sonunda başlar.

 

Davayı Kimler Açabilir

Hizmet tespit davasını hizmet ilişkisi tespiti istenen kişinin bizzati kendisi veya kişi ölmüşse hak sahipleri açabilir. Unutmadan 5 yıllık hak düşürücü süre geçerli olduğu için eğer işçi ölmüşse murisin hak sahipleri bu tespit davasını açacaklar ise 5 yıllık hak düşürücü süre “murisin ölüm tarihinden başlar.”

 

Hizmet Tespit Davasında Davalı Taraf Kimlerdir

Burada davalı taraf işveren ve SGK hasım gösterilmelidir. Kamu düzenini ilgilendirdiği için SGK kesinlikle gösterilmelidir. Ayrıca çekişmenin konusu para olmadığı için maktu harç alınır.

 

Görevli ve Yetkili Mahkeme Hangisidir

Görevli mahkeme İş Mahkemeleridir. Yetkili mahkeme ise “İş mahkemelerinde açılacak her dava, açıldığı tarihte dava olunanın Türk Medeni Kanunu gereğince ikametgahı sayılan yer mahkemesinde bakılabileceği gibi, işçinin işini yaptığı işyeri için yetkili mahkemede de bakılabilir.”

 

Hizmet Tespit Davasında Zamanaşımı

5510 sayılı kanun hükmü uyarınca; “sigortalılığın tespiti istenilen yılın sonundan başlayarak 5 yıllık bir süre öngörülmüştür. Bildiğiniz üzere bu süre hak düşürücü süredir hakim re’sen dikkate alacaktır. Söz gelimi 28 Nisan 2024 yılında işten ayrılan bir işçinin 5 yıllık süresi 1 Ocak 2025’ten itibaren 1 Ocak 2030’a kadar süresi vardır.

Ancak bu 5 yıllık hak düşürücü süresinin istisnaları mevcuttur. Şöyle ki; Yargıtay kararlarına göre;

-        Müfettiş işyerin de durum tespit tutanağı veya tahkikat raporlarıyla çalışma tespit etmiş ise,

 

-        Olaya ilişkin yapılan asgari işçilik incelemesi neticesinde işverenden, sigorta primleri için icra yolu ile tahsilat yapılmışsa

 

-        Bazen işveren tarafından ücret bordrosunda işçinin sigorta primi belirtilir fakat buna rağmen bu primi kuruma yatırmamış ise,

 

-        İşçi sigortalı çalışırken memurluğa geçiş yapmış ise,

 

-        İşe giriş bildirgesi verilmişse,

 

-        Son olarak da işçinin alacak hak tazminatlarına ilişkin aynı döneme ait kesin hüküm niteliği taşıyan yargı kararları varsa hizmet tespit davalarında 5 yıllık hak düşürücü süre uygulanmayacaktır.

 

Hizmet Tespit Davasında İspat Yükü Hangi Taraftadır ve Taraflar Hangi Delillerle İspat Yapabilecektir

İspat yükü işçidedir. Delil bakımından ise her türlü delille ispat mümkündür. Çünkü iş davalarına ilişkin ispat olanağı sağlayan delillerin tümü hemen hemen işverenin elindedir. Hal böyle olunca işçinin yükünü hafifletme adına her türlü delil kabul görmüştür.

Biz burada somut olayımıza bakarak delillerimizi oluşturacağız. Bundan dolayı hizmet tespit davasın da şunlar şunlar delil diye sıralamak yerine olaya göre araştırmamızı yapıp dosyamızı hazırlamalıyız. Yine de örnek olsun diye birkaç tane sıralayalım.

Misal somut olayımız da diyelim bir apartman görevlisi hizmet tespit davası açacak delillerimiz;

-Görevlinin elinde asansör bakım ücreti makbuzu

-Apartman sakinlerinden birine kargo gelmiştir kendisi teslim alıp imzalamıştır.

-Apartmanın elektrik faturaları kendisin de bulunuyorsa ve düzenli ödeme yapıyorsa

-Apartman girişin de kamera varsa

Mahalledeki fırın, küçük market, muhtar vs.

Ama bu davalarda en etkili ispat aracı tanık dinletilmesidir. Genel de belgelere ulaşmak zor olduğu için bu yolu tercih etmeliyiz.

Öncelikle tanık beyanlarının geçerli olabilmesi için inandırıcı bulunması asıldır. Yani şunu demek istiyorum tanıklarınız somut bilgiler vermeli; “işin niteliğini, kapsamını ve süresi yönünden açıklama yapmalı, benzer işi aynı işyerinden veya komşu işyerlerinde yapan kişilerden olması elinizi güçlendirecektir.

Bunlara ek olarak uygulama da kabul edildiği üzere tanıkların, işyeri kayıtlarında görünen yani bordrolu tabir edilen tanıkların olması elinizi daha da güçlendirecektir.

Uzun süreli hizmet tespitlerin de mümkün mertebe tanık sayınızı 2 den yukarı tutunuz yeterli değil mahkeme nezdinde...

Misal aynı işyerinde çalışan işçiyi gösterebilirsin genel de kabul edemezler sonuçta o işçi halen aynı işyerin de çalışmaya devam ediyor iş kaybı kaygısından tanıklık etmek istemeyebiliyorlar haklı olarak.

Öte yandan aynı işyerinde çalışan işçiyi gösterebilirseniz çok daha iyi olur. Fakat genel de kabul edemezler sonuçta o işçi halen aynı işyerin de çalışmaya devam ediyor iş kaybı kaygısından tanıklık etmek istemeyebiliyorlar haklı olarak. Ama sizinle aynı dönem çalışmış sizden önce çıkmış işçiler de olabilir bunları tanık olarak gösterebilirsiniz. Ancak Yargıtay son kararların da şunu da dile getirdi: davanızı husumetli tanıklar üzerinden kurmayınız. Yani şunu söylüyor. Aynı dönem çalıştığınız bir işçi sizden önce çıkmış olsun sonra bu işçide işverene tazminatları için davalık olsun kıdem ihbar vs. gibi bunlar dolayı. İşte Yargıtay diyor ki davanızı temellendirirken sadece bu husumetli tanıklar üzerinden kurmayınız başka delillerle de destekleyiniz.

 

Hizmet Tespit Davasının Sonuçları Nelerdir

1-Hizmet tespit davası neticesinde hizmetin tespit edildiği aylar ve yine tespit edilen prime esas kazanç üzerinden SGK tarafından re’sen tescil edilir.

2-Hizmet tespit davası aleyhine sonuçlanan işveren tarafından, mahkeme ilamında belirtilmiş olan dönemlere ilişkin sigortalının aylık hizmet ve prim bildirgelerinin Sosyal Güvenlik Kurumuna verilmesi ve tahakkuk eden primin işçinin hesabına ödenmesi gerekir. Sadece sigorta primleri değil, bu süre zarfında geçen yasal faiz de işveren tarafından ödenir.

3-İşçinin işe giriş bildirgesi tescili yapılmamış ise işveren tarafından bu tescilin de yapılması gerekir.

4-Hizmet tespiti davasında, Sosyal Güvenlik Kurumu lehine veya aleyhine vekalet ücretine hükmedilmemektedir.

5-Son olarak hizmet tespit davası sonucu işçi açısından kazanılan süreler emeklilik hesabında prim gün sayısına ve sigortalılık süresine dahil edilir.

 

İşçilik Alacaklarına İlişkin Dava İle Hizmet Tespit Davasının Birlikte Açılabilmesi Mümkün Müdür

Öncelikle işçilik alacakları 4857 sayılı kanuna tabiyken hizmet tespit davaları 5510 sayılı kanuna tabidir. Sonuç olarak iki dava arasında farklı yargılama esasları uygulanacağından sizler uygulama da ayrı davalar şeklinde açmalısınız.

Yargıtay görüş birliğinde olmasa da uygulama da gördüğümüz kadar zaten hizmet tespit davasının sonucunun neticesinde işçilik alacakların da hüküm altına alınacak diye açsanız bile bekletici mesele yapılacaktır.

Elden Maaş Ödenmesi Durumunda Hizmet Tespit Davası

Hizmet tespit davası açısından işçinin karşılaşacağı problemlerden birisi de ücretini elden almış olmasıdır. Bu elden ücret ödeme hususu uygulamada, işverenin ücretin bir kısmını elden, diğer kısmını da banka yolu ile ödeyerek daha az bir ücret üzerinden prim yatırması olarak karşımıza çıkmaktadır.

Bundan dolayıdır ki işçi de daha az prim ödendiği için daha az emekli aylığına hak kazanacaktır yani maaşı az olacak. Bunun önüne geçmek için hizmet tespit davası değil Prime esas kazancın tespiti davası açılması gerekir.

Bu davanın ispatı da kolaydır aslında küçük bir örnekle konuyu kapatmak istiyorum. Kişi inşaat mühendisi diyelim ama asgari ücretten primi yatırılmıştır. Halbuki maaşı kırk bin liradır geri kalan elden ödeniyor işte bu durum hayatın olağan akışına aykırıdır ilkesiyle yola çıkıp dosyanızı ona göre hazırlamalısınız. Misal mühendisler odasından bir şantiye de görevli inşaat mühendisinin ne kadar maaş aldığını sorup delillerinizle halledebileceğiniz bir dava türüdür.

 

EYT ve Hizmet Tespit Davası

Hizmet tespit davası EYT İş Mahkemelerinde görülecek bir davadır. Bu davayı davacı sıfatıyla işçi, davalı sıfatıyla işverene karşı açacaktır. SGK bu davada davalı değil, mahkemece ihbar edilmesi akabinde feri müdahil olacaktır. Birtakım koşullar sağlanıyorsa açabilirsiniz şöyle ki; öncelikle bu davayı açabilmek için işçinin hizmet başlangıç tarihinin 08.09.1999 tarihinden önce olmasıdır. 1 gün dahi çalışmış olması yeterlidir. Fakat 5 yıllık hak düşürücü süre açısından yukarıda bahsettiğimiz hak düşürücü sürenin istisnalardan birisi gerçekleşmiş ise, işçi artık hizmet tespit davası açıp kazanırsa, EYT’den faydalanabilir.

 

Benzer Makaleler